AkatlarNet  Mahallemizin haber sitesi 

  • Anasayfa
  • Favorilere Ekle
  • Site Haritası
  • https://www.facebook.com/akatlarnet.akatlarnet
  • https://www.instagram.com/akatlarnet
Konular veriler
Takvim
Site Haritası

Rahim ağzı kanseri

Dünya Sağlık Örgütü (DSÖ) verilerine göre, rahim ağzı kanseri kadınlarda en sık görülen ikinci kanser türü olarak biliniyor. Yılda yaklaşık 500 bin kadına rahim ağzı kanseri tanısı konuluyor ve ortalama 250 bin kadın bu hastalıktan yaşamını yitiriyor.
Rahim ağzı kanseri ve tedavisiyle ilgili bilgileri Memorial Hizmet Hastanesi Kadın Hastalıkları ve Doğum Bölümü’nden Opr. Dr. Nadide Korkut’tan aldık.

RAHİM AĞZI KANSERİ NASIL OLUR?

Rahim ağzı kanserinin en önemli nedeni cinsel yolla gecen (human papillomavirus) HPV’dir. Rahim ağzı kanseri, HPV’nin neden olduğu anormal hücrelerin yayılması ile oluşmaktadır. Ancak bu anormal hücrelerin kansere dönüşmesi uzun yıllar sürebilmektedir. HPV son derece yaygın, bulaşıcı ve bazen hiç belirti vermeyen, cinsel yolla gecen bir virüstür. Belirti göstermediği için yayılması çok kolay olan HPV ‘nin 100’den fazla türü vardır. Bunların hepsi kanserojen değildir.

GENİTAL SİĞİL GÖRÜLEBİLİYOR

Her 10 kadından 8’i bu 50 yaşına kadarki süreçte bu virüsle karşılaşmaktadır. Vücut güçlü bağışıklık sistemiyle bu virüsleri yenebilmekte ancak bazen kanserojen virüsler rahim ağzında anormal hücreler oluşturarak; yıllar sonra rahim ağzı kanseri meydana getirebilmektedir. Bazı HPV tipleri ise genital siğillere neden olabilmektedir. Bunların tedavisi çeşitli yollarla yapılmaktadır. Bu tedavi metotları; cerrahi olarak siğili almak, koterize etmek(yakmak),kriyo yapmak(dondurmak) ve ilaç planlamasıdır. Genital siğiller kadında ciddi bir psikolojik yıkım yaratabilmektedir. Özellikle bulaşıcı olması; tedaviden sonra tekrar edebilmesi ve tedavinin ağrılı ve zaman alıcı bir süreç olması kadında ciddi psikolojik problemler yaratabilmektedir.

KİŞİSEL TEMİZLİK VE HİJYEN ÖNEMLİ

HPV % 90 cinsel yolla; % 10 ise el ile temas, tuvalet ve kişisel hijyen malzemeleri ile bulaşabilmektedir. Birden fazla partnerin bulunması, HPV bulaşıcılığı acısından çok risk taşımaktadır. HPV; cinsellik dışında bebeğe doğum esnasında da geçebilir ve bu nedenle bu gebeliklerde sezaryen gerekebilmektedir. Çünkü HPV’nin bazı türleri çocukta ilerleyen yıllarda farenks (boğaz) kanseri oluşturabilmektedir. Virüs 72 saat yaşayabildiği için bebek bakıcılarının ellerinden bebeklere geçebilmektedir.

DÜZENLİ MUAYENE VE SMEAR TESTİ HAYAT KURTARIR

Bu virüsün iki ay ya da 10 yıl önce vücuda girme olasılığı söz konusu olabilmektedir. HPV taşıyıcısı ile bir kez cinsel ilişkide bulunmak bile bundan etkilenme olasılığını göstermektedir. Yani yıllar önceki bir ilişkiden kapılan virüs; karşımıza 10 yıl sonra rahim ağzı kanseri olarak çıkabilmektedir. Çoğu zaman hiçbir belirti vermemektedir. Bu nedenle düzenli jinekolojik muayene ve smear testi yapılması önerilir.  Çünkü papsmear, HPV’nin hücrelere yaptığı erken hasarın anlaşılmasını ve hastanın kontrol altında tutulmasını sağlamaktadır. Ayrıca artık PRC tekniğiyle; kanserojen olan HPV tiplerini de tespit edilebilmesi mümkün olabilmektedir. 

45 YAŞ ALTI KADIN VE ERKEKLERE AŞI

HPV virüsüne karşı aşı yapılması da rahim ağzı kanserinden korunmada en önemli yollardan biridir. Aşının cinsel ilişkiden önce tüm genç kızlara ve mümkünse 45 yaşa kadar tüm kadınlara ve erkeklere de yapılması gerekmektedir. Çünkü HPV erkeklerde de bazı kanser türlerine yol açmakta ve taşıyıcılıkla HPV aktarımına neden olmaktadır.

Kaynak: www.sagliktagundem.com




Yorumlar

Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu yapmak için tıklayın